Tragedya ve klasikleri özgün yaklaşımıyla sahneye taşıyan Şahika Tekand, bu kez; tragedyası Io aracılığıyla, Olympos ve Zeus’la hesaplaşıyor. Mitolojiyi başka bir ele alışla okuyan oyun; ataerkil dünya düzenini, hafızasını ve sorgulama yetisini terk eden bugünün insanını, şiirsel bir aksiyon düzeni ile sahneye taşıyor. Işık, ses ve hareketin dinamik ve gerilimli birlikteliğiyle yürüyen oyunda, hareket düzeni hareketin müziğini görünür kılarken, konuşma düzeni de dilin müziğini esas alarak esere müzikal bir dinleti niteliği kazandırıyor.
Şahika Tekand, bu tragedyasında Io aracılığıyla Olympos ve Zeus’la hesaplaşarak ve mitolojiyi başka bir ele alışla yeniden okuyarak, bugün de hükmünü sürdüren ataerkil dünya düzenini, hafızasını ve sorgulama yetisini gittikçe daha çok terkeden bugünün insanının tragedyasını şiirsel bir aksiyon düzeni ile seyirci karşısına getiriyor.
MİTOLOJİK ÖYKÜ
Io, Aeskhylos’un Zincire Vurulmuş Prometheus tragedyasında geçen kısa bir sahnede karşımıza çıkan ve üzerine bir tragedya inşa edilmemiş bir mitolojik karakterdir. Nehir Tanrı Inakhos’un kızıdır. Zeus kendisine aşık olunca Hera tarafından cezalandırılmıştır. Zeus onu beyaz bir ineğe dönüştürerek Hera’dan korumaya çalışır ancak Hera ona bir kene musallat ederek cezalandırmaya devam eder. Hera’nın öfkesini dindiremeyen Zeus, Io’yu yaşadığı Argos şehrinden sürdürerek bütün dünyayı dolaşmak zorunda bırakır.
ŞAHİKA TEKAND’IN METNİNİN ÖYKÜSÜ
Önemli Not: Metin bir yeniden yazım değildir. Mitolojik bilgiden yola çıkılarak yazılmış tamamen özgün bir metindir.
Io, Zeus ve Hera tarafından topraklarından atılarak dünyayı dolaşmak zorunda bırakılmış, Prometheus’un kehanetlerinin gerçekleşeceği ve Zeus’un bir gün hesap vereceği umuduyla zorlu bir yaşam sürdürmüştür. Kehanetler bir türlü gerçekleşmemiştir. Io, zorlu hayatının sonunda hiç değilse kendi topraklarında ölebilmek için şehrine geri döner. Burada önce şehrinin insanlarıyla karşılaşır.Io, kendi hikayesinin bu insanlar tarafından tamamen yanlış bilindiğini, insanların gerçeği bilmek yerine, kendilerine anlatılanlarla ve verilen kadarı ile huzurlu bir hayata kavuşacaklarına inandıklarını görür . Bunun üzerine kendisi ile ilgili doğruları anlatmak ve ölmeden önce adının önüne eklenmiş sıfatları temizlemek üzere orada kalmak ister. Ancak Zeus, Io’nun bu isteğinin gerçekleşmesine, insanlığın unuttuğu geçmişin hatırlanmasına ve sorgulanmasına neden olacağı için izin vermeyecektir. Zeus’un temsilcileri ve Io arasında giderek tansiyonu yükselen bir tartışma yaşanır. İnsanlar bu tartışmaya tanıklık ederken karar vermek zorunda bırakılır.
PERFORMANS
Io’nun, kendisi suçlu olduğu halde bütün suçu ve cezayı Io’ya yükleyen Zeus’la hesaplaşmasını konu alan bu çağdaş tragedyada, günümüz dünyası ve çağdaş insanının hafızasızlığı sorgulanır. Io ve Zeus’un temsilcileri olarak karşımıza çıkan mitolojik karakterler arasında geçen zorlu tartışma ve koronun buna verdiği tepki, oyun metnindeki gerilimi var ederken, sahne üzerinde ve şimdiki zamanda fiilen görünürlük ve işitilebilirlik mücadelesine dönüşen sahne performansı da bu gerilimi ‘şimdiki zaman’ gerçekliğine dönüştürür .
Işık,ses ve hareketin dinamik ve gerilimli birlikteliği ile yürüyen oyunda, hareket düzeni hareketin müziğini görünür kılarken, konuşma düzeni de dilin müziğini esas alarak müzikal bir dinleti niteliği kazanır.